Aslinda tarih hep tekerrürden ibaret. Internet icinde böyle.
Facebook denildiginde sektördeki herkes sigarasindan bir nefes cektikten sonra, “Facebook’un bu kadar cabuk ve hizli büyüyecegini kim tahmin edebilirdi” der. Ondan sonra da 2007’in Agustos ayina kadar Türkiye’de de az taninan Facebook’un bu kadar cabuk yükselip, Google ayarindan bir internet devi olmaya hizli adimlarla gitmesinin arkasindaki nedenler hakkinda fikir yürütür.
Yakindan bakildiginda, bunu belirli araliklarla hep görüyoruz: Doksanli senelerde AOL ve Yahoo denilince akan sular dururdu. Ondan sonra Google cikti. Yine akan sular durdu. Dengeler degisti. Simdi sira Facebook’ta.
Önce biraz verileri hatirlayalim.
Facebook’un aylik aktif kullanici sayisi 400 milyon.
Bunlardan 100 milyonu cep telefonlari üzerinden her ay Facebook’a baglaniyor.
Aktif kullanici bir ay icinde siteye en azindan bir giris yapan kullanici olarak tanimlanmis.
Hedef 2011 sonuna kadar 1 milyar aktif kullanici.
Aylik kullanim süresi kullanici basina 55 dakika.
En cok takip edilen Fan sayfalari Michael Jackson ve Vin Diesel (evet, Vin Diesel, yanlis okumadiniz).
Sadece Farmville gibi bir oyunun 80 milyon kadar kullanicisi var.
Türkiye hizli bir süre icinde ABD ve Ingiltere’den sonra 3. siraya oturmustu ama Nisan basi itibariyla 4. siraya düsmüs. 3. Siranin yeni sahibi ise Endonezya olmus. Bu siralama daha cok degisir.
Bu gidisle Facebook bugünden itibaren reklam konusunda Google’a bir rakip oluyor. Yurt disindaki büyük sirketlerin online reklam bütcelerinde ciddi paylar Facebook icin ayrilmaya baslandi. Facebook 1 milyar aktif kullaniciya dogru yol alirken, bu reklam bütcesi payinin ne kadar artacagini tahmin etmek güc degil. Nisan 22’de “yeni” Facebook geliyor. Özellikle Facebook connect ile ilgili ciddi degisiklikler var. Bu degisimin gelir modeline yeni bir ivme katacagi simdiden cok belli.
2011’e kadar Facebook’un borsaya kayitli bir sirket olacagi, bugünden belli. Oradan gelen milyarlar ile, cok yeni ve bugün acisindan sofistike diyebilecegimiz reklam formatlari gelecek. Bugün itibariyle, bazi alanlarda rakipsiz reklam formatlarini sunuyor, mesela “engagement ads” denilen, reklamin icine gömülmüs bir aktivite dügmesi ile, reklami okuyan kullanicilarin bir aksiyon almasini sagliyorsunuz (ya “begendim” veya “takipcisi olmak istiyorum” gibi).
Google’in karsina bir rakip gelmesini, tekel’i sevmeyen herkes gibi, bende son derece sempatik buluyorum. Bu Google’da yeni servislere dogru sürekleyecek. Heyecanla izlemeye devam edecegiz.
Son olarak, Facebook tarafindan akredite olmus bir ajanslar grubu var. Buradaki ajans sayisi su an tüm dünyada 50yi gecmiyor. Türkiye’den bir tane var – Promoqube. Türkiye’de internet sirketleri artik Facebook icin bütce ayirmaya basladi. Bunun cok dogru bir hareket oldugunu düsünüyorum. Bu yolda destekleyen daha fazla ajanslar olsa, sektör olarak dünyadaki 4. siramiza yakisir bir sekilde, daha hizlica yol alirdik.
Facebook ama hala bir Amerikan sirketi. Amerikada 130-140 milyon kullanicisi olmasina ragmen, 1200 calisaninin en azindan 1000 tanesi Silicon Valley’de. En büyük 4. ülke Türkiye’de eleman sayisi sifir. Dünya’nin Amerika’dan yöneticilegine inaniyorlar. Büyüme hizi böyle büyük oldugu sürece, hic sorun degil. Isterseniz Uganda’dan da yönetirsiniz. Ama büyüme hizi azalmaya basladiginda, bu nasil olur, bilemem.
2010-2015 dönemi Facebook dönemi. Simdiden tarih yaziyorlar.
Burak BUDAK
Nisan 11, 2010Söylenenler kesinlikle doğru. Türkiye’de az bilinen demişsiniz bir tek ona katılmıyorum. Şu anda facebook Türkiye için bile neredeyse google kadar bilinen bir site durumunda. Bu yüzdendir ki Türkiye basınında her gün mutlaka haber konusu ediliyor, sık takip ediliyor. Yakın zamanda Türkiye’de bile (google’ı geçecek bir site olacağını tahmin edemezdim) google’ın sayfa gösterimini geçeceğini düşünüyorum.
Melih Bayram Dede
Nisan 11, 2010Geleceğe ışık tutan çok iyi bir yazı olmuş. Facebook’un Google’a rakip olarak büyümesi ve gelecekte, reklam pazarında dengelerinin ne denli değişeceğini hatırlatmanız çok yerinde.
Sinan Yuce
Nisan 11, 2010Facebook konusunda bütün sinyaller olumlu olsa da en çok çekindiğim konu üçüncü parti uygulamalar. 2007 yılından beri facebook’ta uygulama geliştiren birisi olarak şunu söyleyebilirim ki platform 3. parti geliştiriciler için gittikçe daha kötü bir hal aldı. Özellikle kullanıcılarla iletişimin facebook üzerinden değil de facebook dışından yapılmaya zorlanması bence çok büyük bir kumar.
Kim ne derse desin Facebook’un bu kadar popüler olmasında üçüncü parti uygulama geliştiricilerin etkisi büyük fakat Facebook’un her defasında onların manevra alanını daha da kısıtlayarak ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlamış değilim.
[Enteresan bir şekilde benzer bir durum da Apple’da söz konusu. Onlar da iPhone OS 4.0’te native uygulamalar geliştirme konusunda geliştiricileri zorluyorlar. ]
Bu arada nasıl bir okuldaki öğrencilerin tamamına yakını okul yıllığında olmak istiyorsa dünyadaki çoğu insan da Facebook’ta bir profil sahibi olacaktır. Facebook 1 milyar kişiye ulaşabilir ama o 1 milyar kişinin sadece arkadaşlarının resimlerine bakacağı ve arkadaşlarıyla link paylaşacağı bir platform olur. Yani insanların ayda 1 saat takıldıkları bir platform olarak kalmaya devam eder.
Ercan Bülbül
Nisan 11, 2010Ülkemizde de uygulamaları milyonları aşan, fan sayfaları yüzbinlerle ifade edilen gizli uygulama geliştirici kahramanlar var.
Osman Ozmen
Nisan 13, 2010Gerçekten reklam açısından Google’a büyük rakip. Konuştuğum bir çok kişi Facebook ve Google’a reklam için miktarda para yatırdıklarında Facebook’dan 2-3 kat daha fazla geri dönüş aldıklarını söylüyorlar. Geleceğin kelime bazlı reklamcılıkdan çok profil bazlı reklamcılıkda olacağının ipuçları.
Ayrıca bazı şeyleri sosyal mecradan (kendi networkümüzde) aradığımızda Google’dan daha iyi sonuçlar çıkarıyor. Pazarlama açısından da; şirketler, yavaş yavaş kendi web sayfaları yerine facebook fan sayfalarını vermeye başladı.