Büyük bir değişimin eşiğindeyiz. 10 sene önce eticarete karşı ne kadar direnç varsa, bugün espora karşı var. 10 sene sonra arkamıza dönüp baktığımızda muazzam bir değişime tanıklık ettiğimizi göreceğiz. Bu da hem bireysel anlamda hem ülkemiz için bir fırsat penceresi.
Perakende Rönesansı ve E-ticaret
eTicaret birşeyleri değiştiriyor, bunun hepimiz farkındayız. Ama değiştirilen tarafta durduğumuzda bu değişimi görmemek için elimizden geleni yapıyoruz. eTicaret tarafından bakınca da o değişimi her gün hissediyorsunuz. Türk perakendesi eTicarete çok geç ısındı veya kabullendi. Daha geçenlerde bir panelde perakende sektörden bir abimiz “ehhh ne oldu, eTicarete girdik, karlı değiliz. Karlı olan mı var” diye bir açıklama yapıyordu. Ben yanında oturuyordum ve elimden geldiği kadar kendimi tuttum. “eTicaret sizin dükkanların pazar payını kapıyor, karlı olmayan eTicaret şirketi yakında olur, sonra sizin dükkanlara neler neler olur” demek gerekirdi ama…
İkinci Dünya savaşı sonu gibi bir sene: 2013 değerlendirmesi ve 2014’e bir bakış
Geçenlerde Twitter’da 2013’ün ikinci dünya savaşı sonundaki Avrupa’ya benzediğini yazmıştım. Herkes bunu neden yazdığımı merak etti… Bu yazıda biraz bu bakış açısının arkasındaki düşünceleri biraz açmak istiyorum. 2013 az bilgiyle cok fikir sahibi olanların senesi oldu. Sonunda ama hep yazdığım ve sektörün konsolidasyonu diyebileceğimiz süreç gerçekleşiyor Kapananlar belli ama yolda başkaları da olabilir. Bu düşüncelerle bir 2013 değerlendirmesi ve bir 2014 öngörüsü hazırladım. Benim açımdan senenin kazananı, sektörün yapısal sorunları ve 2014 hakkında düşünceler…
Hızlı geçen bir sene: 2012 değerlendirmesi ve 2013’e bir bakış
Genel olarak eTicaret sektörüne bakınca 2012 ilginç bir sene oldu. 2011 kadar heyecan vermedi sanki ama bir o kadar da beklenmedik gelişmeye sahne oldu. Geçen seneki değerlendirme yazımda 2011’den altın bir sene olarak bahsetmiştim. 2012 daha değişik bir seneydi – hem güzel tarafları hemde daha zor tarafları oldu. Kuşkusuz en önemli konular Rocket’in Türkiye’den ayrılması, Yemeksepeti’nin aldığı yatırım ve ödeme sistemlerindeki gelişmeler oldu.
Singin’ in the Rain – 2012’nin sonunda Türk eTicaret sektörü hakkında kısa bir görüş
Son iki sene Türk eTicaret sektörü dünyada örneği az görülen bir büyümeden geçti. Yeni şirketler, yeni yatırımcılar, yeni girişimciler, sektöre katılan yeni elemanlarla ve yeni bakış açılarıyla tanıştık. Büyük bir parti şeklinde kutladık. Ama bugün geldiğimiz nokta, benim beklentilerimin altında kaldı.
Dünyanın Ucundaki Fener: Conversion Rate
Bayrağı olmayan ülke nasıl olmazsa, kalbi atmayan insan nasıl yaşayamıyorsa, Conversion Rate’i iyi olmayan eTicaret sitesi, hiç bir zaman başarılı olamaz.
Conversion Rate bir eTicaret sitesinin en önemli, en kıymetli verisidir. Kalbidir, en merkezi noktasıdır. İsterseniz en büyük trafiği sitenize getirin, isterseniz tüm bütçenizi trafiğe gömün – Conversion Rate iyi olmadığı zaman, hiç bir değeri yok. Eminim buraya kadar hepimiz hemfikiriz. İşin püf noktası ise…
Black Swan* veya Türk İnternet’inin Üçüncü Kırılma Noktası
Türkiye İnternet Pazarı iki tane “kırılma noktasından” geçti. Biri 2006 senesinde, diğeri 2011’de. Bunları zamanında yazmıştım, onun için bir daha detaya girmiyorum. Ama üçüncü bir kırılma noktasına yaklaşıyoruz. En azından bana öyle geliyor. Bunun için 2012’yi yarılarken bir ara değerlendirme yapmak istedim…
Some like it hot: eTicaret 2012 ve sonrasında bizi nereye götürecek?
eTicaret gözde bir alan ve çok büyük bir hızla gelişmesini sürdürüyor. Kanımca şu an dünya yeni bir eTicaret değer yapısının içine girmiş bulunuyor. Bu değer yapısını etkileyen iki etken var: Birincisi yeni formatların başarılı olmasından kaynaklanıyor. Bu oturmuş yapıların hepsini etkileyecek. İkincisi, kullanıcı deneyiminde büyük değişiklikler oluyor. Check-out süreci örneği bunun en belirgin örneği.